Anlaşmazlıklar Dostluğu Büyütür

Anlaşmazlıklar Dostluğu Büyütür
Çetin bir sınav görmemiş dostluğa güvenmek için acele etmeyin. Ne kadar dostça yaşamış olurlarsa olsunlar, iki kimse, yaşadıkları bir anlaşmazlık sonucu dünyanın iki ayrı ucuna gitmiş de aralarındaki irtibat tamamen kopmuşsa; bilin ki o iki kimse hiç dost olmamıştır. Zira, dost dosttan firakı kaldıramaz ve mutlaka vuslatın bir yolunu arar.

 

    Bir gün Ebu Zer (r.a.) ile Bilal-i Habeşi (r.a.) bir konuda anlaşmazlığa düştüler. Tartışmaya başladılar. Derken, tartışma büyüdü. Bu sırada Ebu Zer (r.a.), Habeşistanlı zenci bir sahabi olan Bilal-i (r.a.), siyah derisinden dolayı "Kara kadının oğlu!" diyerek aşağıladı. Dostunun beklenmedik bu sözü karşısında Bilal-i Habeşi (r.a.) çok üzüldü.

     Durum Peygamber Efendimiz'e (s.a.s.) haber verilince Peygamberimiz (s.a.s.) çok kızdı.

     — Ey Ebu Zer! Sen Bilal’i, annesinin renginden dolayı ayıplamışsın öyle mi? Demek ki sen Müslümanlığı kabul etmene rağmen hâlâ cahilce düşünüyorsun, buyurarak Ebu Zer'i (r.a.) uyardı.

     Bir anlık öfke ile istemeden ağzından çıkıvermiş, birden "Kara kadının oğlu!" deyivermişti. Böyle olsa da bu büyük bir hata idi. Ne kadar büyük bir hata ettiğini Peygamberimiz’in (s.a.s.) uyarısıyla anlamıştı Ebu Zer (r.a.). Yaptığından utandı. Pişman oldu. Peygamberimiz’in (s.a.s.) sözleri kulaklarında sürekli yankılanıyordu:

     “Demek ki sen Müslümanlığı kabul etmene rağmen hâlâ cahilce düşünüyorsun! ... hâlâ cahilce düşünüyorsun! ... hâlâ cahilce düşünüyorsun!"

     Yüzü kızardı, gözleri karardı. Ağlamaya başladı. Hemen kendisini yere atarak kızaran yüzünü toprağa yapıştırdı. Ardından şöyle dedi:

     — Bilal o güzel siyah ayağı ile yanağıma basıp çiğnemedikçe vallahi yüzümü yerden kaldırmayacağım.

     Hem yağmur gibi gözyaşları döküyor, hem de Bilal-i Habeşi’den (r.a.) sürekli özür diliyordu. Dostunun (r.a.) bu hâline yüreği dayanamadı Bilal-i Habeşi’nin (r.a.). Onu çoktan affetmişti. Ebu Zer'i (r.a.) tutup yerden kaldırırdı.

     — Bu yüz basılmaya değil, öpülmeye layıktır, dedi ve Ebu Zer’i (r.a.) kucaklayıp bağrına bastı. İki dost, daha büyük bir sevgiyle birbirlerine sarıldılar.

     [ Musa Mert ]

     Diyanet Çocuk Dergisi , Nisan 2013, s. 20-21.