Bürde

Bürde
Arkadaşları gözlerini Peygamberimizden alamadılar. Onu böyle görmekten dolayı son derece mutlu oldular.

     Bir gün Peygamber Efendimiz sahabileriyle sohbet ediyordu. O sırada bir hanım sahabi, elinde bürde adı verilen kenarları saçaklı, güzel mi güzel bir elbiseyle çıkageldi. Özenle katlanıp hazırlanmış elbiseyi Peygamberimize uzattı.

     — Ey Allah’ın Resulü, bunu giymeniz için kendi ellerimle dokudum, diyerek takdim etti. Teşekkür edip kadının hediyesini kabul etti Peygamberimiz. Zaten kendisinin de böyle bir giysiye ihtiyacı vardı. Hemen evine gitti. Üzerindeki eski elbiseyi çıkarıp yeni elbiseyi giydi. Sonra tekrar arkadaşlarının yanına döndü.

     Arkadaşları gözlerini Peygamberimizden alamadılar. Sevgiyle ve özel olarak dokunmuş bu yeni elbise Peygamberimize çok yakışmıştı. Onu yeni bir elbiseyle görmekten dolayı son derece mutlu oldular. Sohbetlerine kaldıkları yerden devam ettiler.

     Az sonra yanlarına bir adam geldi. Peygamber Efendimizin üzerindekini görünce,

     — Ey Allah’ın Resulü, bu ne güzel bir bürdeymiş böyle! Bana verin de ben giyeyim, dedi. Peygamberimiz hiç tereddütsüz,

     — Olur, buyurdu.

     Bir süre daha sohbet ettiler. Sohbet bitince Peygamberimiz Efendimiz, arkadaşlarının yanından ayrıldı. Doğruca evine gitti. Üzerindeki yeni elbiseyi çıkarıp eski elbiseyi giydi. Elbiseyi güzelce katladı ve söz verdiği gibi adama gönderdi. Adam da büyük bir memnuniyetle gönderilen elbiseyi aldı.

     Orada bulunanlar çok kızdılar.

     — Hiç iyi yapmadın! Peygamberin, o giysiye ihtiyacı vardı. Üstelik sen, Peygamberin, kendisinden bir şey isteyeni geri çevirmediğini bile bile o giysiyi istedin, dediler.

     Bunun üzerine adam şunları söyledi:

     — Vallahi ben bunu giymek için değil, kendime kefen yapmak için istedim.

     Yıllar yılları kovaladı. Bir gün adam öldü ve hakikaten de o giysi adamın kefeni oldu.[1]

 

     [ Musa Mert ]

     Diyanet Çocuk Dergisi, Ocak 2016, s. 2,3.

     Çizgi: Mükerrem Mert

     

[1] Buhari, Cenaiz 29, Büyu 31, Libas 18, Edeb 39; Nesai, Zinet 97; İbn Mace, Libas 1.